Çelik Binalarda Sık Karşılaşılan Su Sorunları

Çelik binalarda su sorunlarıyla sıklıkla karşılaşılabilmektedir. Hayatın büyük kısmında yer alan suyun problem olarak anılması bu noktada dikkat çeken bir detay. Peki neden su bir problem olarak görülüyor? Su, çelikle ya da herhangi bir metalle uzun süre temas ettiğinde paslanmalara, korozyona, dolayısıyla aşınmalara, tahribata neden olabilmektedir. Bu da yapılara zarar vererek ömürlerinden almaktadır.

Çelik yapılarda su sızıntısı olarak iki temel sızıntı karşımıza çıkıyor. Birincisi dışarıdan hava koşullarına bağlı olarak karşımıza çıkan sızıntılar. Diğeri de içeride oluşan yoğuşma sızıntılarıdır. Bu yazımızda hem bu problemlerden bahsedeceğiz hem de bunların nasıl önlenebilir olduğuna biraz değineceğiz.

Konumu, kaynağı belli olmayan su sızıntıları ve yoğuşma, metal yapılarda yalnızca can sıkıcı bir durum olarak kalmaz, zaman içinde ekstra problemlere neden olabilir.

*Binanın direkt olarak yapısına zarar verip pas, korozyon oluşumuna ve bunların getirisi olarak erken yaşlanmaya neden olacaktır. Bu da tabi yapılarınızın maddi olarak değerini düşürecektir.

*Buruna hoş gelmeyen kokular üretecektir.

*Bazı bina ortamlarında küf üretimini hızlandırır ve oluşumu için ortam yaratır. Bu da alerjik reaksiyonlara davetiyedir.

*Yapılarda hem insanlar hem de hayvanlar için iç hava kalitesini bozar.

*Böcek istilası oluşmasına neden olabilir.

   Çoğunlukla inşaat yapı sürecinde hava koşullarına karşı dayanıklı olup olmama ya da yoğuşmaya uygun mu değil mi gibi durumlar dikkate alınmıyor. Hal böyle olunca da sızıntı problemleri çıktıktan sonra çözüm odaklı olunmaya çalışılır. Ancak böyle olmasındansa inşaat sırasında direkt sızdırma ya da yoğuşma olasılığını ortadan kaldırmak çok daha kolay ve mantıklıdır. Ön planlaması yapılmış bir çelik yapıda sızıntı ve yoğuşmayı önlemenin en kolay ve en iyi yolu, kaliteli bir metal yapı sistemi satın almak olacaktır. Nem problemlerini önlemek adına tasarlanmış çok sayıda sistem mevcuttur. Su geçirmeyen malzemeler kullanıp inşaata başlanırsa eğer sonraları daha az baş ağrısına maruz kalınır. Sızıntı olasılığının azaltılması veya direkt durdurulması için iki yol vardır. Tipik sızıntı ve yoğuşma kaymaklarını ortadan kaldırmalısınız mümkün olduğunda bina içerisindeki nemi düşük tutmalısınız.

Soğuk Havalarda Yoğuşma Problemleri

   Soğuk hava inşaatlarında yoğuşma sorunları daha sık bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Hatta çoğu problem kış inşaat projelerinde karşımıza çıkar desek yeridir. Örnek verecek olursak çiftlik bina inşaatlarında önce bina inşa edilir sonrasında kapalı yapıya beton zemin dökülür. Çünkü soğuk havalarda yoğuşma problemleriyle daha sık karşılaşılmaktadır ki dökülen beton da sıcak olduğu için yoğuşma ortamı yaratmaya müsaittir. Çıkan bu sıcaklıkla hava yükselip tavana değer ve orada yoğunlaşma gerçekleşerek beton üzerine yeniden damlar. Bu böyle bir döngüdür ve betonun dayanımını azalttığı gibi aşınmasına da neden olacaktır.

   Soğuk hava inşaatlarında beton levhadaki fazla olan nemin dağılmasını kolaylaştırmak için yeteri kadar havalandırma sağlanmalıdır. Üst kapıları ve pençeleri açık bırakmalısınız. Daha da iyi bir seçenek olarak beton tamamen kür haline gelene kadar dış duvar kaplamasının birkaç bölümünü bırakmayı düşünmelisiniz. Önceden tamamlanmış olan bir beton temel üzerine tasarlanmış olan çelik bina inşa edebilmek her zaman daha iyi çözümler verecektir.

    Hayvanlar için tasarlanmış olan çelik yapılarda yoğuşma oluşma olasılığı daha yüksektir. Çünkü hayvansal faaliyetler çok fazladır ve sıcak hava oluşumu daha fazladır. Yetersiz havalandırılırsa eğer bu yapılar, mantar ve küf gibi daha farklı birçok zararlı organizma ile mücadele edebilmek zorunda kalınacaktır. Ayrıca iç hava kalitesi de çok fazla düşecektir. Dolayısıyla özellikle hayvancılık ve tarım için binaların çok iyi bir biçimde havalandırılması gerekmektedir.

Yoğuşmayı Önlemek İçin Havalandırma

  Havalandırma eylemi, bütün yapılarda yoğunlaşma problemlerinin önüne geçmek için uygun maliyetli kolay bir yoldur. Hava akımı sağlayarak, hava partiküllerinin hareket etmesini sağlayarak nemlenmenin önüne kolaylıkla geçebilirsiniz. Önceden tasarlanmış olan metal bir yapıda havalandırma arttırmanın bir yolu da üstten açılan kapı, pencere yapmaktır. Ek olarak fan kullanımıyla da hava akışı arttırılabilir. Bunlardan çok daha iyisi de inşaat sırasında havalandırma kurulmasıdır. Sırt havalandırmaları bu yöntemlerden en etkili olanıdır.

İklim Kontrollü Çelik Binanın Yalıtımı

  Çelik yapı projelendirmesinde hem iklim koşulları göz önünde bulundurularak hem ısıtmalar düşünülerek tasarım yapılmalıdır. Bu yapılarda terlemenin durdurulması önemlidir ki bunu kontrol edebilmek için yeteri kadar yalıtım eklememiz yeterli olacaktır. Kötü yalıtılmış ya da havalandırması kötü metal binalarda özellikle de iklim kontrolü varsa terleme sorunları çok sık yaşanabilmektedir. Daha iyi bir yalıtım ile hem maddi hem enerji olarak tasarruf sağlanacaktır. Hem alan daha iyi ısınacak ki bu da ısıtıcılardan %50’ye yakın tasarruf etmek anlamına geliyor. Ayrıca yalıtım sayesinde dış gürültüler de azaltılır, yoğuşma da önlenir.

Pro-Value Yalıtım Paketi

   Metaller ahşaplara göre daha iyi iletkendir. Bunun yanı sıra TearStop’un yüksek kalitede çelik yapı sistemleri isteğe bağlı olarak Pro-Value yüksek performans sunan yalıtım paketleriyle birleşerek ortaya muhteşem sonuçlar çıkabilmektedir. Hem ikinci bir yalıtım katmanı sunmuş oluyor hem de enerji kullanımından büyük ölçüde azaltılma gerçekleştiriliyor.

  Bu yalıtım paketi, çelik aşıkların altına monte edilir ki hiçbir şey yerinden oynatılmasın. Buhar bariyeri kumaşı tutucu kayışların üzerine rahatlıkla oturmaktadır. Buhar bariyerleri, nemli havanın metal yüzeylere ulaşmasını engelleyecektir. TearStop’un buhar bariyer kumaşı, tipik metal bina kaplamalarına oranla 3-4 kat daha kaliteli ve sağlamdır. Yoğuşmaya, toza karşı dayanıklıdır ve koruma sağlar. Buhar bariyeri olmayan herhangi bir yalıtım sistemi özellikle soğuk havalarda yoğuşmadan kolaylıkla korunamaz. Bu sebeple de yalıtım paketinin önemli bir parçasıdır.

   Sert çerçeveli çelik binalarda duvarlar ve çatı hatları genel olarak geleneksel binalara göre daha derindir. Dolayısıyla bu boşluklar ekstra olarak kalın fiberglas yalıtımlarıyla doldurulabilmektedir. Çift katmanlı, yüksek R değerli olan yalıtım, yalıtımla alakalı bir problem olmadığı sürece yoğuşmayı yüksek oranda önlemektedir. Yalıtımın sıkıştırılması da etkinliği büyük ölçüde azaltacaktır.